16 Haziran 2009 Salı

hikaye

Uyandım;yine geceyi nasıl geçirdiğimi hatırlamıyorum vücudum nerde ağırlaşırsa orda kapıyorum gözlerimi. Bardakta kalan rakının son yudumu anımsatıyor biraz geceyi , içerisi o kadar yabancı ki montumu,anahtarımı ve cüzdanımı aldığım gibi bir anda sokağa atıyorum kendimi boğazımda bir kuruluk deli gibi, belli ki gece hiç su içmemişim sanırım rakıyı da susuz içiyorum, sakallarımda uzamış biraz, yüzümü kaşırken çıkardıkları sesi duyabiliyorum…Elimi cebime atınca çıkardığım kağıda dalıyor gözlerim, ‘’merdiven sok. Gül apt.’’Sadece donuk gözlerle bakıyorum elimdeki kağıda ve bir şeyler hatırlamaya çalışıyorum‘’Merdiven sok. Gül apt. Merdiven sok. Gül apt…’’ sesli sesli düşünmeye başlıyorum ama hatırlayamıyorum sanki dünü hiç yaşamamışım. Cebimdeki son bozuklukla jeton alıp biniyorum vapura. Korkuluklara yaslanıp denizi seyrederken bir yandan da dalgaların nasıl birbirleriyle çarpıştıklarını izliyorum. Havada yırtıcı bir rüzgar kulaklarımı ve yüzümü acıtıyor havadaki nemi hissediyorum hatta zaman zaman su damlacıkları yüzüme geliyor ama üşümüyorum bilmiyorum neden. Korkuluktaki elimin soğuktan uyuştuğunu fark edince ellerimi ovuşturuyorum sigara için uzanıyorum ama çakmakta yok sigarada sonra hatırlıyorum sigara kullanmıyorum ki ben…Vapur iskeleye yanaşınca bir koşu iniyorum hemen, tanıdık yerler çarpıyor gözüme biraz yürüdükten sonra arada bir sokağa giriyorum sezgilerim yönlendiriyor sanki hükmedemiyorum ayaklarıma.Salaş bir cafe kırmızı önlüklü minyon bir bayan ‘’hoş geldin’’ diyor şaşırıyorum,hiçbirşey demeden oturuyorum sadece belli belirsiz bir ‘’merhaba’’çıkıyor ağzımın içinden.Elindeki kahveyi masaya koyup oturuyor karşıma ve öylece yüzüme bakıyor bir süre sessizce oturuyoruz yüzü biraz tanıdık hatırlamaya çalışıyorum, bir yandan da kahveyi yudumlamaya başlıyorum. Yüzüme bakarak kalkıp gidiyor minyon tipli bayan masadan, ben hala olanlara bir anlam veremezken elinde bir mektupla geri geliyor mektubu önüme koyup tekrar oturuyor karşıma aradan biraz zaman geçince ‘’açmayacak mısın’’diyor ‘’neden ki sen kimsin buda ne kimden geldi neden açıyım ’’ diyorum, sıralamaya başlıyorum aklımdaki bütün soru işaretlerini sonra kadın ‘’aç’’ diyor sadece,mektubu açmaya başlıyorum bir yandan kadının yüzünde giderek çoğalan bir tebessüm dikkatimi çekiyor ama sebebini anlayamıyorum zarfı tamamen açtığımda içinden önce bir resim çıkıyor karşımdaki kırmızı önlüklü bayanla yan yana ve sarılmış bir şekilde resmin arkasında bir not ‘’seni seviyorum’’ yüzüme bakıyor gözleri parlayarak ‘’oku’’diyor sadece, zarfın içindeki mektubu alıyorum okumaya başlıyorum ‘’merhaba sevgilim; biliyorum kafan çok karışık anlamaya çalışıyorsun her şeyi ama sana geçen sene bir kaza geçirdiğimizi ve senin bu kazadan sonra her günün sabahında hafızanı kaybettiğini ve sonrasında da sadece anılarını 1 gün hafızanda tutabildiğini söylesem ve bana her gün yeniden aşık olduğunu her günümüzün ilk tanıştığımız gün olduğunu her sabah buraya gelip bu mektubu okuduğunu bunları tekrar tekrar yaşadığımızı söylesem inanır mısın bana,buranın ikimizin sahibi olduğu bir yer ve merdiven sokağında gül apartmanının altında küçük bir cafe olduğunu söylesem ve ardından benim yüzüme bakıp gözlerimdeki ışıltıyı görsen bir kez daha aşık olabilir misin bana…Hadi ellerini yıka ve mutfağa gel yanıma.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder